Sayfalar

15 Mayıs 2011 Pazar

Bilgisayarın Çalışma Mantığı


Modern bir bilgisayar sistemi, bir veya birden fazla işlemci (ya da diğer bir söylemle "CPU"), gerçek bellek (RAM), saatler, terminaller, diskler, bilgisayar ağı (network) birimleri, yazıcı üniteleri, CD sürücüsü, disket ve teyp üniteleri gibi I/O ünitelerinden oluşmaktadır. Doğal olarak bir bilgisayar sistemi oldukça karmaşık bir yapıdadır.

Programcıları, donanımın bu karmaşık yapısından etkilenmemelerini sağlamak ve disk gibi donanım ünitelerinin nasıl çalıştıklarını anlamak zorunda bırakılmamaları için, donanımın üzerine ilave edilen yazılımların katmanlar şeklinde (layered system) oluşturulmaları ve bu sayede çok daha kolay bir şekilde, sistemin bütün parçalarının yönetilebilmesi şeklinde bir yapılanma, uzun yıllar önce geliştirilmiş bir yaklaşımdır.

Bu yapının en alttaki üç katmanı donanımı oluşturmaktadır. En alttaki katman, fiziksel üniteler, entegre devreler, kablolar, power (elektrik destek) üniteleri, disket sürücüleri, disk üniteleri ve diğer benzeri donanım birimlerinden oluşmaktadır. Bu katmanın mimari yapısı ile ilgilenmek ve bunları çalışma prensiplerini geliştirmek elektronik mühendislerinin işidir. Bu katmanlar yukarıdaki gibidir.


Fiziksel üniteleri (donanım) doğrudan kontrol eden ve fiziksel katmanın bir üstündeki en ilkel yazılım düzeyini oluşturan katman,;microprogram; dır. Bu katman genellikle ;read-only; (yalnızca okunabilir) bellek (ROM) sahasında bulunur. Microprogram da ekleme (add), taşıma (move), karşılaştırma (compare) gibi makine diline ait temel komutları adım adım yerine getirir. Microprogram, örneğin, Add işlemini yerine getirmek için eklenecek sayının nerede yer aldığını saptar ve üzerine eklenecek sayıyı ilave ettikten sonra sonucu elde eder.

Microprogramın yorumladığı komut seti (instruction set), makine dili (machine language) katmanını oluşturur ki, bu gerçekte makinenin gerçek bir donanım parçasını oluşturmakta ve bir bilgisayar da donanımın gerçek bir parçasıymış gibi nitelenebilmektedir. Bu nedenle bazı makinelerde Microprogram, donanımın içinde varsayıldığından ayrı bir katman şeklinde bulunmaz.

Makine dili, genel olarak 50 ile 300 arasında komuta (intruction) sahiptir. Veri taşıma, aritmetik işlem yapma ve değerleri kıyaslama gibi işlevleri yerine getirir. Makine dili, yazıcı ve disket sürücü gibi I/O (input/output) ünitelerinin denetimini özel yüklenmiş bilgiler sayesinde yapmaktadır.

Bir bilgisayar sisteminin dördüncü katmanında yer alan işletim sisteminin temel işlevi, donanımın karmaşıklığını kullanıcıya yansıtmamak ve daha elverişli ortam hazırlayıp, kullanıcının kolayca işini yapmasını sağlamaktır. Aşağıdaki gibi düşünecek olursak;

İşletim Sistemi Olmasaydı ; Diyelim ki, işletim sistemi olmayan bir bilgisayarın önünde oturuyorsunuz ve bu bilgisayarın disket sürücüsüne disketinizi taktınız ve bu disketteki ASD; isimli oyun programını çalıştırmak istiyorsunuz. İşletim sistemi olmaksızın yapmanız gereken, daha doğrusu vermeniz gereken komutları şöyle bir hayal etmeye çalışın.

1. Disket sürücüsü takılı mı?
2. Takılıysa disket sürücüde disket var mı? ve dönüyor mu?
3. Dönüyorsa doğru hızda mı dönüyor?
4. Disket sürücüsünün okuyucu kafası disketin neresinde duruyor?
5. ASD; programının disket üzerindeki yeri neresi? Örneğin üzerinde 80 kayıt izi bulunan bir diskette, programın kaydedilmeye başladığı iz hangisi, toplam program uzunluğu kaç iz tutuyor?
6. Sürücünün kafasını uygun izin üzerine gönder...
7. Uygun izin üzerine geldi mi?
8. Geldiyse, izin başlangıç noktasının okuyucu kafanın altına gelmesini bekle.
9. Disket sürücüdeki kayıtları okumaya başla ve belleğe taşı. (tabii belleğin program yüklemeye uygun bir noktasından başlayarak, bellekte boş yer yoksa bellekteki kullanılmayan bilgileri sil, bilgiler kullanılıyorsa bu bilgileri diskin boş bir yerine geri almak üzere kaydet ve belleği boşalt.)
10. Birinci iz bitince, okuyucu kafayı bilginin devam ettiği bir sonraki izin üstüne gönder ve bu hareket tamamlanıncaya kadar bekle...
11. İzleri okumayı ve belleğe yerleştirmeyi program dosyasının sonuna gelinceye kadar tekrarla.
12. Disketten okuma tamamlanınca, disket sürücüyü durdur ve programı çalıştırmaya başla.

Bu uzun liste bile abartılı şekilde kısaltılmış bir listedir. Sürücünün okuyucu kafasının belirli izin üzerine gönderilmesi bile başlı başına bir iştir aslında. Tabii birde bu işlemi makinenin anlayacağı bir dille yapmak gerekiyor. Yani, ikilik düzende 1 ve 0' ları kullanarak PROM' daki temel bilgilerle (ekleme, çıkarma, karşılaştırma, vs.) yapmak gerekiyor.

Oysa; işletim sistemi olan bir bilgisayarda, kullanıcının tek yapması gereken çalıştırmak istediği programın adını klavyeden yazıp ENTER tuşuna basmak veya simgesine (icon) tıklamaktır. Program dosyasının disket sürücüdeki yerinin bulunması, sürücüyü denetleyen kontrol devreleriyle gerekli görüşmeleri yapıp kafanın gerekli hareketleri yapmasını sağlayarak kayıtların belleğe aktarılması işinin sağlıklı bir şekilde yapılması, tamamen işletim sisteminin sorumluluğundadır.

İşletim Sistemi, üzerinde yer alan bazı yazılımlar ;Sistem Yazılımı; olarak anılır. Örneğin derleyiciler (compilers) ; yazdığımız programı makine diline çeviren ara program, editörler (editors), yararlı programlar (utility) ; virüs temizleyen programlar gibi gerçek iş için yardımcılardır, veritabanı yönetim sistemleri (database management system) ve bilgisayar ağı yazılımları (network software) yine birer sistem yazılımlarıdır. Ancak bu yazılımlar İşletim Sisteminin kendi öz parçaları değildir.

Özet olarak İşletim Sistemi, aynı zamanda donanım üreticisi olan veya yalnızca yazılım geliştiren özel bir firma tarafından yazılıp pazarlanan ve bir bilgisayar sisteminin donanım ve yazılım kaynaklarını kontrol eden ve kullanıcılarında kendi çözümlerini geliştirebildikleri ortamı hazırlayan bir sistem yazılımıdır.

Bilgisayar Bileşenleri



Bileşenler

     İçerisindeki bütün parçaları görmek için bilgisayarı açan çok fazla insan yoktur. Harddisk ve RAM gibi ana parçalar, bir çok kişi tarafından adı duyulmuş bilinen terimlerdir. Diğer ana bileşenler ve ne işe yaradıkları aşağıda verilmiştir:

      Merkezi İşletim Sistemi (CPU): CPU bilgisayarın beyni olarak adlandırılır. Asıl olarak, bilgisayarın işlemleri yerine getirmesini sağlayan mikroçiplerden oluşur. Assembly dilini kullanan CPU, sayısal bir motor olarak çalışır.

      Hafıza: Bilgisayarın CPU ile iletişim kurma sürecinde, verilerin tutulduğu yerdir. Hafıza türleri; rastgele-erişim hafızası (RAM), salt-okunur hafıza (ROM), temel  giriş/çıkış sistemi, önbellek, sanal bellek ve flash bellektir.

      Anakart:  Bilgisayardaki bütün harici parçalar anakarta bağlıdır. Temel olarak, bütün bileşenlerin birbiriyle temas kurmasını sağlayan bir devreler bütünüdür.

      Güç Kaynağı: Bilgisayara güç sağlayan transformatör (akü) dür.

      Hard disk: Yazılım programları ve dökümanlar gibi verilerin kalıcı olarak tutulduğu depolama birimidir. Katı birimler olarak ta adlandırılırlar. Hard diskler, verilerin kaydedilmesi ve verilere erişim için birlikte çalışan bir çok parçadan oluşurlar.

      İşletim Sistemi: Bilgisayarda, kullanıcıya arayüz sağlayan görsel yönetim sistemleridir. (Windows, linux gibi)

      Entegre Elektronik Sürücü Kontrolleri (IDE): Bu bileşen, hard disk sürücü, floppy sürücü ve CD-ROM dan sorumludur.

      Ses Kartı: Ses dosyalarının kaydedeilmesi ve oynatılmasından sorumludur.

      Grafik Kartı: Bu bileşen, belli bir formatta gönderilen grafiklerin, bilgisayar monitörü ile uyumlu hale getirilerek gösterilmesini sağlar.

      Portlar: Klavye, yazıcı gibi bütün çevresel cihazlar bilgisayara portlar aracılığıyla bağlanır. Portlar, bu cihazların bilgisayar ile iletişimini sağlar.

      Çevresel Birimler: Monitör, klavye, fare veya taşınabilir diğer aygıtlar çevresel birimler olarak adlandırılır. Bu cihazlar, kullanıcının bilgisayarda işlem yapabilmesi için aracılık yaparlar.

      USB (Universal Service): Daha güçlü ve çok yönlü olan bir port türüdür.

      Ağ Aygıtları : Bilgisayarın, iki veya daha fazla bilgisayardan oluşan diğer ağlar bağlanmasını sağlayan, çevirmeli modem, LAN kartı ve DSL modem gibi cihazlardır.  Bilgisayarların, internet gibi çoklu bilgisayarların olduğu ağlara bağlanabilmesi için gereklidir.

      Hepsi Nasıl Biraraya Gelerek Çalışıyor ?

       Kullanıcı bilgisayarın açma düğmesine bastıktan sonra, güç kaynağı sisteme güç vererek çalışmayı başlatır. Bilgisayar, işletim sistemini yüklemenin güvenli olup olmadığını kontrol etmek için bazı testler yapar. BIOS, tamam sinyalini gönderdikten sonra, işletim sistemi bir önyükleyici tarafından hafızaya yüklenir. Bu aşamadan sonra, işletim sistemi yüklemenin geri kalan kısmının kontrolünü alarak 6 farklı kategoriden oluşan gerekli öğeleri yükler: işlemci, hafıza, aygıt, depolama, uygulama arayüzü ve kullanıcı arayüzü.

      İşlemci yönetim birimi CPU yu kontrol ederek kendisine gönderilen ilk işlemlerin yapılmasını sağlar. Bazı veri paketleri çok büyük olabilir, bu yüzden; işletim sistemi, işlemci ye göndermeden önce bu verileri daha küçük yönetilebilir parçalara ayırır. Hafıza yönetimi , RAM e gönderilen ve alınan veriyi kontrol eden birimdir. Ayrıca, gereken sanal bellek ihtiyacını da hesaplar. Aygıt yönetimi, cihazların ve onlarla ilgili olan gerekli sürücülerin yüklenmesini sağlar. Depolama yönetimi ise, hard disk ile bağlantı kuarark yeni veriler için mevcut boş olanı hesaplar.

      İşletim sistemi, yazılım programları ve bilgisayar arasındaki teması sağlayarak, işlemlerin yerine getirilmesi için kullanıcıya arayüz sağlayan bir yazılım gibi çalışır. Diğer işlemlerin yanında, kullanıcı arayüzü görevi oldukça basit kalır, ancak, kullanıcı ve bilgisayar arasındaki iletişimi sağlar. Bütün bunlar yüklendikten ve doğru olarak gerçekleştirildikten sonra, işletim sistemi; periyodik olarak kendi görevlerini göndererek bilgisyarın çalışır vaziyette kalmasını sağlar.

Geçmişte Bilgisayar(1890-1981)

IKILI SAYI DÜZENI : Günümüz bilgisayarlarinin temel mantigini olusturan ikili sayi sistemi George Boole tarafindan gelistirilmistir. Bu cebir prensibine göre sayilar ikili sayi sisteminde kullanilirlar. Yani bu sistemde 0 ve 1 sayisindan baska sayi yoktur. Bu sayi sistemine ikili sayi sistemi manasinda Binary sayilarda denir. 

MARK-I : Amerikali istatistikçi Herman, Hollerith 1890 yili nufus sayimini delikli kart kullanarak gelistirdigi makineyi kullandi. Hollerith ‘in gelistirdigi bu makine J.M.Jaquard’in 1806 yilinda kullandigi kart sistemini kullaniyordu. Mark-i , kartlari verilen kodlara göre delerek bilgiyi kaydediyor, delikli karttaki bilgiyi tekrar okuyabiliyor ve bu bilgiyi kullanabiliyordu. Gelistirilen makinenin daha öncekilere göre üstünlükleri vardi. Fakat arzu edilen hiz ve dogru sonuca ulasilamamisti. Mark- I insan müdahalesi ile islem gördügü için yari otomatik çalisiyordu. 

Mark -I ile delikli kartlara islenen seçim sonuçlari istenildigi kadar okunabildiginden seçim sonuçlarinin degisik parametrelere göre degerlendirilmesi yapilabiliyordu. Mark –I ile sayimin degerlendirme süresi dörtte bire düstü. 

Herman, Hollerith makinesinde yaptigi degisikliklere üretime 1896 yilinda kurdugu “ Tabulating Machine Company “ adli bir sirket ile devem etti. Ileride bu firma baska bir firma ile birleserek IBM ismini aldi. 

Harward Üniversitesinden Howard H. Aiken tasarladigi ASCC projesi ile IBM firmasina gitti. Bu projeyi biraz daha genisletilerek 1944 yilinda MARK – I üretildi. 

Mark – I saniyede 5 islem yapabiliyordu. 18 m uzunlugunda ve 2,5 m yüksekliginde idi. Mark- I insan müdahalesi olmadan sürekli olarak, hazirlanan programi yürüten ilk bilgisayar idi. Bununla birlikte Mark – I elektronik bir bilgisayar degildi. 

ENIAC : Mark–I den kisa bir kisa sonra Pensilvanya Üniversite' sinde John Mauchly ile ENIAC ( Elektronik sayisal Hesaplayici ve Dogrulayici ) isimli sayisal elektronik bilgisayari 1946 yilinda tamamladi. Yapiminda 18,000 adet elektronik tüp kullanilan ENIAC; 150 kwatt gücünde idi ve 50 ton agirligiyla 167 m2 yer kapliyordu. Saniyede 5000 toplama islemi yapabiliyordu. Mark-I ‘den 1000 kat daha hizliydi. Eniac askeri amaçla üretildi ve top mermilerinin menzillerini hesaplamak için kullanildi. 

EDVAC : Ayni yillarda matematikçi John Von Neumenin görüsleri dogrultusunda EDVAC ( Elektronik Soyut Degisken Otomatik Bilgisayar ) adli yeni bir bilgisayar ürettiler. Bu bilgisayar ENIAC ‘dan on kez daha küçük ve yüz defa daha hizli çalisabiliyordu. Edvac, komutlarin diger veriler gibi bilgisayara disaridan girilmesini sagliyordu. Bu özellik programcilikta büyük kalayliklar saglamistir. 

UNIVAC : EDVAC ‘dan sonra 1951 yilinda UNIVAC isimli bilgisayar yapildi. UNIVAC , ENIAC bilgisayarlarini yapan kisiler tarafindan gelistirildi. UNIVAC ilk defa manyetik teyp kullanarak verileri depolayan bilgisayar idi. 

IBM 700 SERISI : 1950 ‘den sonra vakum tüplerinin sik olarak kullanilmaya baslandigi dönemlerdir. Univac ve IBM 700 serisi vakum tüpler kullanilarak yapilan elektronik bilgisayarlardir. Vakum tüplerini çok enerji harcamasi , isinmasi bu bilgisayarin sürekli ariza yapmasina sebep oluyordu. Vakum tüplerin boyutlarinin da büyük olmasi baska bir sorundu. Bu yillarda program yazabilmek için kullanilan bilgisayar donaniminin çok iyi bilinmesi gerekiyordu. Program yazmak için makine dili kullaniliyordu.

PHILCO TRANSAC S-200 IBM 1401 : 1947 yillarinda transistörün kullanimaya basladigi yillardir. Transistörler vakum tüplere göre az enerji harcayan , az yer kaplayan , fazla isinmayan elektronik devre elemanlaridir. Transistörlerin kullanilmaya baslanmasi bilgisayar dünyasina degisik bir renk katti. Philco Transac S-200 IBM 1401 , transistör kullanilarak üretilen ilk bilgisayarlardir. 

IBM 360 : 1960 ‘dan sonralar entegre devreler üretilmeye baslandi. Entegreler binlerce transistörü içerisinde bulunduran devre elemanlari idi. Entegrelerin kullanilmasi ; bilgisayarin boyutlarinin küçülmesinin, maliyet azalmasina ve islem hizinin artmasina sebep oldu. Bu yillarda manyetik diskler üretildi, entegrelerin kullanimi ile merkezi islem birimleri üretilmeye basladi. IBM 360 entegre devre elemanin kullanildigi ilk bilgisayarlardandir. 

INTEL 4004 MIKRO ISLEMCISI : 1970 ‘den sonra entegre devre teknolojisi hila gelisimine devam etti. Ve entegreler birlestirilerek chipler üretilmeye baslandi. Intel 4004 entegrelerin birlestirilmesiyle hizlanan ilk merkezi islem birimi sayilabilir.

APPLE : 1977 yilinda piyasaya çikan apple iki üniversite ögrencisi tarafindan bir evin garajinda üretilmistir. Apple “de klavye ve monitör bulunmuyordu. Yani bu dönemden sonra artik kisisel bilgisayar dönemi baslamistir. 

IBM PC : Günümüzde de söz sahibi olan IBM firmasi ilk kisisel bilgisayarini 1981 yilinda piyasaya sürdü. Kisa bir zaman diliminde standart haline gelen IBM PC ‘lerin 4 yil sonunda bir milyoncusu satildi. Artik dünyanin her tarafinda IBM uyumlu bilgisayarlar üretilmeye baslandi. Üretimi uzak dogu ülkelerinde daha yaygin olarak yapildi. Yazilimlar da IBM PC uyumlu olarak yazilmaya baslandi. 

Bu dönemden günümüze kadar bilgisayar teknolojisi akil almaz bir hizla ilerledi. Ilk üretilen bilgisayarlarin kullanimi zordu. Fakat bilgisayarlarin donanimindaki gelismeye parelel olarak yazilim alanindaki gelismeler bilgisayarlari bütün insanlarin kullanabilecegi seviyeye gelmesine sebep oldu. Artik bilgisayar insan hayatini ayrilmaz ve vazgeçilmez bir parçasi oldu.


Bilgisayarın Gelişim Süreci / Kronolojisi


  • 1850 yılında George Boole kendi adıyla anılan ve sadece 1 ve 0 rakamlarının kullanıldığı Boole Cebiri sistemini bularak, bilgisayarların gelişimi üzerinde önemli rol oynamıştır.
  • 1890'da Herman Hollerith tarafından, delikli kartlarla bilgilerin yüklenebildiği ve bu bilgiler üzerinde toplama işlemlerinin yapılabildiği bir elektro mekanik araç geliştirdi. Bu hesaplayıcı ABD'nin 1890 nüfus sayımında başarılı biçimde kullanıldı.
  • 1931 yılında ile analog bilgisayar Vannevar Bush tarafından gerçekleştirildi.
  • 1937 yılında, Harvard üniversitesinden Howard-Aiken ilk otomatik hesap makinesi (MARK-I), Buna karşılık, ilk sayısal bilgisayarı George Stibiz 1939'da New York'taki Bell Laboratuarında üretti. Stibiz ikili sistemi bu makineye uygulayarak komplex sayılarla aritmetik işlemler yapılmasını sağladı.
  • 1940’ların sonundaki iki anahtar mühendislik gelişmesi bilgisayarların gelecek nesilleri üzerine dramatik bir etki sağladı: John Bardeen, Walter H. Brattain ve William B Shockley tarafından 1947 yılında geliştirilen transistor ve An Wang’ın keşfettiği ferrite core belleği. Transistor, vakum tüpünün yerini aldı ve bilgisayarların yapımı için vazgeçilmez bir malzeme oldu. MıT’in “Kasırga Projesi” Wang’ın ana patenti üzerine genişletilerek bilgiye kolay ve hızlı erişimi sağlayan RAM (random acces memory rasgele erişimli bellek) geliştirildi.
  • 1943 yılında Pennsylvania Üniversitesinden J. P.Erkert'ın ilk işlevsel bilgisayar olan 30 ton ağırlığındaki ve saniyede 5.000 işlem yapan ENIAC [Electronic Numerical Integrator And Calculator] (Elektronik Sayısal Doğrulayıcı ve Bilgisayar)'ı yaptı. ENIAC, 30 ton ağırlığında; 9x15 metrelik bir odayı doldurmakta; hesaplama vurumları 1500 elektromekaniik röleden (yol vericiden) geçip 18.000 den çok radyo lambasından akmaktaydı. ENIAC'ı çalıştırmak için 150.000 vat enerji gerekliydi. ENIAC, yalnızca 80 karaktere eş veri saklayabiliyordu. Lambalaların hepsi çalıştığında, mühendis ekibi bir problemi çözmek için 6000 kabloyu elle fişe takarak ENIAC'ı kuruyorlardı.
  • 1950’lerin sonunda pek çok insan ilk nesil bilgisayarların sonunun geldiğine inanmaktaydı. Bir sonraki aşama günümüz bilgisayarlarında kullanılan pek çok parçanın gelişimini gerekli kılıyordu: CPU (central prossesing unit-mikro işlemci), bellek, giriş-çıkış araçları (yazıcılar, terminaller, tarayıcılar), iletişim kanalları, operasyon sistemleri, programlama dilleri ve uygulama yazılımları.
  • 1952-1959 arasındaki üretilen bilgisayarlarda vakum tüpleri kullanıldı. Bu tüpler bir ampul büyüklüğünde, çok fazla enerji harcamakta ve çok fazla ısı yaymakta idiler. Veri ve programlar magnetik teyp ve tambur gibi bilgi saklama araçlarıyla saklandı. Veriler ve programlar bilgisayara delgi kartları ile yükleniyordu.
  • 1959-1964 arasında üretilen bilgisayarlarda transistorlar (10 bin adet) kullanıldı. COBOL, FORTRAN, ALGOL yüksek düzeyli diller ve işletim sistemleri geliştirildi. 1964-1970 arasında, üretilen bilgisayarlarda entegre devreler kullanıldı, onbinlerce devre küçük bir silikon chip'e yerleştirildi. Düşük maliyet, yüksek güvenirlilik, ufak boyutlar, düşük enerji harcaması ve hızlı olması bu chip'lerin mikro-bilgisayar yapımında kullanılmasına neden oldu.
  • 1964 yılından itibaren transistorların yerini bütünleşik devrelerin alması bilgisayar alanındaki gelişmelere ivme kazandırmış; daha hızlı, güvenilir ve maliyeti daha ucuz bilgisayarlar üretilmeye başlanmıştır.
  • 1970'li yıllardan sonra, büyük çaplı tümleşik devreler kullanılmaya başlandı. Bilgisayar donanımında yapılmış olan bu teknolojinin kullanılması bilgisayarın hesaplama hızlarını ve güvenirliliğini arttırmış ve hacimleri çok küçültmüştür.
  • 1981’de IBM tüketici bilgisayar endüstrisinin gelişmesi için anahtar olan PC’yi tanıttı. Bu, İntel mikro işlemci tabanlıydı ve işletim sistemi olarak Microsoft lisanslı DOS kullanıyordu Günümüzde de söz sahibi olan IBM firması ilk kişisel bilgisayarını 1981 yılında piyasaya sürdü. Kısa bir zaman diliminde standart haline gelen IBM PC ‘lerin 4 yıl sonunda bir milyoncusu satıldı. Artık dünyanın her tarafında IBM uyumlu bilgisayarlar üretilmeye başlandı. Üretimi uzak doğu ülkelerinde daha yaygın olarak yapıldı. Yazılımlar da IBM PC uyumlu olarak yazılmaya başlandı. Bu dönemden günümüze kadar bilgisayar teknolojisi akıl almaz bir hızla ilerledi. İlk üretilen bilgisayarların kullanımı zordu. Fakat bilgisayarların donanımındaki gelişmeye paralel olarak yazılım alanındaki gelişmeler bilgisayarları bütün insanların kullanabileceği seviyeye gelmesine sebep oldu. Artık bilgisayar insan hayatının ayrılmaz ve vazgeçilmez bir parçası oldu.
  • 1983 baharında IBM , içinde sabit disk bulunan ilk kişisel bilgisayarı olan PC/XT'sini piyasaya sürdü. Disk, yerleşik bir depolama aygıtı olarak çalışıp, 10 megabayt'lıktı. Apple Bilgisayarda yine bu tarihte Macintosh’u tanıttı ve bilgisayarın kolay kullanımında bir devrim yarattı.
  • İlk popüler grafiksel işletim sistemi
  • 1984 yılında, Apple Macintosh’u sürdüğünde piyasaya girdi. Microsoft firması Macintosh için sözlük işlemci ve elektronik tablo programı yazdı.
  • İlk IBM Kişisel Bilgisayarı, 1981 yılının Ağustos ayında pazara çıkardı.
  • 1984'te, IBM, Intel'in 80286 mikro işlemcisine dayalı, PC AT adlı yüksek performanslı ikinci kuşak bilgisayarını tanıttı. IBM PC'den üç kat hızlıydı.
  • 1990 mayısında, Windows 3.0 piyasaya sürüldü.


Bilgisayarın İcadı



İnsanoğlunun ilk hesap makinesi abaküstür ve abaküse benzeyen ilk araçlar bundan 3,000 sene önce kullanılmıştır. Otomatik hareketlerden yararlanan ilk toplama makinesini Blaise Pascal geliştirmiştir. Pascal bu makineyi tasarlarken, bir tarafa doğru döndürülen dişli çarkların hareketinden faydalanmıştır. Daha sonra Leibniz aynı prensiple çarpma işlemi de yapabilen bir makine daha geliştirmiştir.

Hesaplamada elektronik sistemin öncüsü İngiliz bilim adamı Charles Babbage'dir. Babbage'nin Analitik Motor adını verdiği cihaz, belli bir programlama içinde hesapları otomatik olarak yapabilmekteydi.

Gerçek anlamda bilgisayarlar, 1941 yılında Berlin'de Kondrad Zuse tarafından geliştirilmiştir. Onun yaptığı bilgisayar, elektron lambalarından oluşuyordu ve aynı yıllarda Business Machines Corporation adlı firmanın yaptığı otomatik bilgisayardan çok daha hızlı çalışıyordu.

1946'da, Amerikalı J. Presper Erchert ve Jn W. Mauchly, yüksek işlem hızına sahip tam elektronik ilk sayısal bilgisayarı geliştirdiler. 17.500 civarında elektron tüpü, 1.500 röle, 70.000 direnç ve 10.000 kondansatörden oluşmuş 30 ton ağırlığındaki bu dev makine, on haneli 5.000 sayıyı bir saniye içinde toplayabiliyordu.

Sonraki yıllarda inanılmaz bir süratle geliştirilen bilgisayarlar, bilgiyi çabuk ve doğru bir şekilde işleme ve saklama özellikleri nedeniyle, kısa sürede günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline geldiler. Bilgi üretimi ve dolaşımı hızlandı. Bu gelişmeler sayesinde, bir toplumun bütün bireylerinin bilgiye kolayca ulaşmaları ve onu tüketmeleri mümkün oldu.

Bilgi toplumunun oluşumunu hızlandıran bu gelişmelerin yanı sıra, basımevlerinden uzay gemilerine kadar hemen bütün makine ve araçların kontrolünü de bilgisayarlar üstlenmeye başladı. Böylece insanlar uzun süre alan ve oldukça karmaşık olan yorucu ve bıktırıcı işlerden kurtuldular.

Bilgisayar Tarihi


Insanoglunun ilk zamanlarinda ihtiyaçlari basit ve azdi. Zaman geçtikçe nüfusun artmasi ihtiyaçlarinda artmasina sebep olmustur. Insan akilli bir varlik oldugundan, ihtiyaçlarini karsilamak için degisik aletler ve araçlar üretmistir. Insanoglu ilk hesap islerini parmak hesabi ile ve parmak hesabinin yeterli olmadigi yerlerde de çakil taslarini kullanarak yapmistir. Ihtiyaçlarinin artmasi insanoglunu degisik aygitlar icat etmeye mecbur kilmistir.


Imalat tabanina dayali olan ekonomimiz ; günümüzde, enformasyon tabanli olarak degismektedir. Teknolojik gelismelerin enformasyon akisini otomatiklestirmesi çok büyük ölçüde artan bilgi olusumunu,dagilimini ve saklanmasini mümkün kilmaktadir. Sirketlerin piyasada kalici olabilmeleri için üretimlerini arttirip,maliyetlerini azaltmaya çalismalari, otomasyonun çok büyük bir hizla gelismesine neden olmaktadir. Günümüz ofislerinde gerçeklesen, elle yapilan çalismalardan bilgisayarli sistemlere geçis devriminin kökleri 17. yüzyila dayanmaktadir.

Insan bir an durup, bu degisimi düsünürse, bilgisayar gelisiminin hayret verici bir gerçege dayandigini görür. Çünkü televizyon, dergi ve gazetelerdeki bilgisayar endüstrisi bu alanin teknolojik degismeler ve kisiler tarafindan yönlendirildigi anlasilir. Birkaç girisimci tarafindan istifade edilen fikirler, binlerce insan tarafindan ortaya atilip gelistirilmektedir. Bu denemelerin bazilari büyük bir basari, bazilari basarisizlikla sonuçlansa bile arastirmalar durmadan devam etmektedir. Her gelisme bir sonrakinin insa edilebilmesi için gerekli olan bina tasini olusturmaktadir.